Bu gün önümüzde 100 km lik bir yol var
Ali nin ruhu bebedenine girmemiş henüz.Gece rahat uyudum hiç uyanmadım,Ali çadırın tek kat olmasından dolayı oluşan nemden sıkıntı çekmiş,sıklıkla uyandım uyuyamadım ,oluşan su damlaları ikide bir yüzüme damladı dedi. Olsun Ali ilk kampta böyle şeyler normaldir
Ses çıkarmamaya gayret ederek toparlandık ,kahvaltıyı uygun bir yerde yapacağız ,saat 6:30 köyün içindeki kahve kapalıdır, kahvaltıyı ilerde yol kenarında yaparız diye düşünüyoruz
Demir atlarımız yolculuğa hazır
Köyün çıkışına yaklaşmıştık ki yanımızdan geçen arabayı durdurup açık kahvehane olup olmadığını sorduk
köy meydanındaki kahvelerin açık olduğunu söylediler,umudumuz hiç yoktu çünkü köyde her ne kadar hayat erken saatte başlasa bile kahvelerin açık olması bizi hem şaşırttı hem sevindirdi
Kahveyi bulunca anladık ki
İnegöl e çalışmaya giden vatandaşların servisleri kahve önünden kalkıyor.İşe gidecek vatandaşlar servis beklerken çaylarını yudumluyorlar,gençlerin yanında ,uyku tutmayan yaşlılar da laflarını dinletmeye çalışıyorlar
elimizde kalan kahvaltılıkları yaydık masaya,kahveden su bardağında çaylarımız da geldi
sevdiğin dostunla hem muhabbet hem kahvaltı,ne doyulmazdır değilmi ?
Yollar bizi bekler ,yarın akşam üzeri bilecik yakınlarından otobüse binip oradan Eskişehir e, akşam 8:30 da raybüse binip Tavşanlı ya ulaşmayı hedefliyoruz.Ali nin tur zamanlaması bu şekilde
Karşı karlı tepeler Uludağ,Ali sabah enerjisi ile kaptırdı gidiyor
bu günümüz çoğunlukla tarla aralarında geçti
ufaktan şeftali tarlaları başladı,ama ne şeftali ,nasıl özendik anlatamam,yol kenarından elimizi uzatsak koparıvereceğiz bize o kadar yakın.Bakınıyoruz tarlalarda isteyecek kimse yok,sonunda arabaya hummalı bir şekilde kasalarla şeftali yükleyen 6-7 kişilik bayan erkek gurubun olduğu tarlanın yanında durduk. Onlar bize bakıyor biz şeftalilere
çok susadık ve özendik bize ücret karşılığı şeftali veririsiniz dedik ,pek oralı olmadılar biz bir daha dalından şeftaliyi nerde yeriz diye ısrar ettik ,biraz isteksiz görünen tarla sahibi olduğunu tahmin ettiğimiz kişi işçilere vermesini söyledi ,ikişer tane şeftali aldık,ücret teklifimizi kabul etmediler.Allah razı olsun,ölmüşlerinin canına değsin. Şeftalilerin lezzeti ömür boyu unutulmayacak cinstendi
Ekinler balya haline dönüşmüş sevkiyatı bekliyor,arka tarafta pancarlar sulanıyor daha onların hasadına zaman var
ağız birliği etmiş gibi ayrı ayrı sokaklardan gelen çocuklar bir anda etrafımızı sardılar
ben onları çekerken Ali de boş durmadı
Köyden geçerken arkadaş ısrarlı bir şekilde çay teklifinde bulundu,hayvancılık yapıyormuş,eski işlerin olmadığından bahsetti,yarım saat içinde hükümeti kurduk devirdik,çaylarımızı içtik müsade isteyip ayrıldık
Büyük düz bir arazinin içinden geçiyoruz
Ağaçların üzerlerinde fileler var ne amaçla yapılmış bilemedik
Aşırı sıcakta ne yaptığımızı bilemez haldeyiz
Sonunda İznik Gölü nü görüyoruz ,birazdan süper bir inişle göl kenarandan Orhangazi ye doğru pedallamaya başlayacağız
Ali göl kenarına inmeden son fotoğrafını çekiyor
Göle iyice yaklaşırken yolda lastiği patlayan iki genç gördük
pompanız vamı diye sordular Ali pompayı çıkarıp lastiği şişirmeye başladı, sıcak ensemizde boza pişiriyor
Ali nin şakaklarından damlalar akmaya başlayınca pompayı gençlere veriyor
Asfalt sıcaktan iyice gevşemiş sürtünmeden dolayı tekerleklerin akıcılığı kayboluyor
Gençler lastiği şişirip bu bizi 10 km ilerdeki Orhangazi ye kadar götürür dediler ama bizi pek inandıramadılar
Artık göl kenarından gidiyoruz,yoldan suyun kenarına inip fotoğraf çekiyoruz
göl : hadi gelin diyor
biz olmaz zamanımız yok diyoruz.Tur bittikten sonra da neden o sese kulak vermedik diye de hayıflanıyoruz
Karşınızda İznik Gölü ve Ali nin bisikleti
yolda karşılaştığımız arkadaş bizi durdurup sohbete başlıyor, Orhangazi de nerede yemek yiyeceğimizi soruyoruz tarif ederken o arada yanımızdan geçen lüks araca işaret ederek durmasını söylüyor ,araçta genç bir delikanlı ve kız arkadaşı var, konuştuğumuz arkadaş , gence arkadaşlar biraz sonra yemek yemeye gelecek yardımcı olursun diyor,meğer o araçtaki genç bir restorant işletiyormuş .Genç söylenenleri pek umursamaz tavırlarla tozu dumana katıp gidiyor.
Girişte sıra sıra lokantalar var bize tarif edilen yere gitmeyip burada yemek yiyoruz,iyi de ediyoruz
1 saatlik yemek ve dinlenme molasından sonra yola çıkıyoruz.
Sonrasında göl kenarından uzaklaşıyoruz ,zaman zaman kısa aralıklarla bahçelerin ağaçları arasından gölü görüyoruz
Eğim olarak düz bir yolda ilerliyoruz fakat sıcaklık bir hayli yıpratıyor bizi
bu güzergah zeytin bahçeleriyle çevrili
meyve satan bir arkadaşla hem alışveriş hem muhabbet ediyoruz
Allahım yine şeftali hem de bir araba dolusu
yanımızdan geçip gidiyorlar,hızlanıp arkalarından yetişiyorum
şeftali almak istiyoruz diyorum,araçta bir erkek üç bayan var
olmaz bunlar ihracata gidiyor kasayı bozamayız ilerde boşaltacağız isterseniz oradan alabilirsiniz
diyorlar
biraz ilerde yoldan ayrılıp yükü boşaltacakları yere yöneliyorlar
canım şeftalilerin arkasından bakakalıyoruz
Sonunda İznik teyiz uzun sahil boyunca ilk olarak bizi voleybol oynayan gençler karşılıyor
kamp yeri bulmamız lazım ,sahil boyu çok güzel kamp kurabileceğimiz alanlar var ,insanların kimi piknik yapıyor ,kimi top oynuyor, kimi banklara oturmuş gölü seyrediyor,kimi köpek gezdiriyor
Etraf gayet temiz ve bakımlı
Karnımızı doyurmak için merkeze doğru yöneliyoruz ,önce yemek yiyeceğiz sonra da buraya tekrar gelip insanlar dağıldıktan sonra çadır kuracağız
İznik Ayasofya Müzesi
Merkezdeyiz ,vatandaşa kamping alanının olup olmadığını soruyoruz
vatandaş biraz ileride zabıta merkezinin olduğunu oradan yardım alabileceğimizi söylüyor
Zabıta noktasını buluyoruz,derdimizi anlatıyoruz,kapının önünde sandalyede oturan zabıta kamping alanı olmadığını ayrıca o gördüğümüz sahil boyunca uzanan yeşillik alanlarda çadır kurmanın yasak olduğunu söylüyor,yukarıda görülen arkadaş içeride kulak misafiri oluyor bize,tam ayrılacakken bizimle ilgileniyor,yakında düzenlenecek triatlon yarışları için belediye tarafından hazırlanan çadır kampında bizim kalabileceğimizi söylüyor,hemen telefon edip kamp alanının güvenlik görevlisine bizim geleceğimizi ve bu gece orada konaklayacağımızı söylüyor
Bir metre arayla iki zabıta profili, ikisi de aynı sorumluluk sahibi, farkları biri iş gören diğeri savsaklayan
Teşekkür edip kampa doğru gidiyoruz.Bisikletlerimizi kampa bırakıp tekrar merkeze gelip hem meşhur köfteci Yusuf un köftelerinin tadına bakacağız hem de şehri gezip fotoğraf çekeceğiz
voleybol oynayan çocukların yakınında gelirken o kampı farketmiştik belki 100 e yakın büyük çadır vardı
şimdi oraya doğru ilerliyoruz
Sonunda göl kenarında bu gece konaklayacağımız kampa bisikletlerimizi bırakıp köfte yemeye gidiyoruz
Alışıldık manzaralar,keşke olmasa
Kamp yerinin kahraman bekçisi,yardımları için teşekkürler,sakin mizaçlı arkadaş çok samimiyetle ilgilendi bizimle
Sahil boyundan yürüyüp kale kalıntılarını ve göl kenarındaki insanları fotoğraflıyoruz
İznik belediyesine bravo , çok zor değil demek ki !
Ali eşi ve çocuklarıyla konuşuyor,neşesi bundan
Sonunda köfteci Yusuf un meşhur köftesini yemek bize de nasip oluyor,fiatlar uygun lezzet şahane
uğrarsanız mutlaka deneyin
Yemekten sonra tekrar çadır kampına geri dönüyoruz, çadırlar üçer kişilik,üç tane tane şişme yatak mevcut Kör istedi bir göz Allah verdi iki göz.Şişme yataklar biraz daha zıplasak tramplen gibi havaya fırlatacak bizi.Yorgunluktan fazla ayakta kalamıyoruz zaten ,dinlenmeye çekiliyoruz.Yarın Bilecik Küplü kasabası yakınındaki ,otobüs firmalarının uğrayıp yolcu aldıkları tesise ulaşıp oradan otobüs ile Eskişehir e geçeceğiz.Bu günkü veriler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ziyaretçi olarak Anonim seçeneği ile yorum yapabilirsiniz.