6 Kasım 2019 Çarşamba

5.gün Garaster Yaylası-Uzungöl-of-Çayeli

Dün akşam saat 11 civarında yanıma komşular geldi .Seslerinden anladığım kadarıyla genç iki delikanlı.Bir müddet çadır kurma aşamasında geçen muhabbetlerini dinlemek zorunda kaldım ,çadır kurduktan sonra ateş yakıp mangal yaptılar.

Sabahleyin yine açık bir hava vardı .Sabah namazına gidip Hacı Mustafa Abi ile vedalaştım.Çadırların yanına geldiğimde Uzungöl sis deryasından görünmüyordu güneş yavaş yavaş yüzünü göstermeye başladığında komşular da fotoğraf çekmek için başlarını çadırlarından çıkardılar




kısa aralıklarla sis dağılıp tekrar geliyor


Tesisin yanından tel örgüleri geçip ,uçurumun kenarına çadır kurulan alana geliyorsunuz



Uzungöl ü görmek artık mümkün değil



Yarım saat kadar fotoğraf çekiyorum,bu arada güneş iyice ısıtmaya başlıyor çadır altlığımı,bisiklet örtümü kuruması için tellere asıyorum .Gece yağmur yağmadı ama oluşan çiğden sanki yağmur yağmış gibi çadırımın üstü de ıslak.Ben fotoğraf çekerken ıslak olan eşyalarım da bi taraftan kuruyor.



Kahvaltımı yapıp eşyalarımı topluyorum.Harekete hazırım


Bu gün devamlı ineceğim, ilk olarak Uzungöl e oradan Of a. Sonrasında Ardeşen e kadar gidip orada öğretmen evinde konaklamayı düşünüyorum,temizlenip çamaşırlarımı yıkamak istiyorum.


Güneş yükseldikçe sis dağılmaya başlıyor bu da neşeme neşe katıyor.





Arada durup manzaranın beni büyülemesine izin veriyorum.Bu anlar hiç bitmesin istiyorum.Sağ alt tarafta Uzungöl-Çaykara yolu görülüyor.
Bekle beni Çaykara yolu geliyorum



Geliyorum ama ön fren sinyal vermeye başlıyor ne kadar sıksam da tutma kapasitesinin düştüğünü farkediyorum ,ön fren performansı iyice düşüyor ,çok dik olan rampaları inerken arka freni daha güçlü sıkıyorum .Bu durumda arka frene daha fazla yük biniyor.






En sonunda Uzungöl ile yüzleşiyoruz ama ne yüzleşme ; kendimden geçiyorum manzara karşısında .Ben sırf bu açı için ne zamandır Uzungöl hayalleri kuruyordum ,sonunda kavuştum



Acaba, bir güzele kavuşmayı beklemek mi yoksa o güzele kavuşmak mı daha güzel karar veremiyorum.Kenara çimenlerin üzerine oturup uzun bir süre Uzungöl ün eşsiz manzarasını seyrediyorum




hemen yan tarafta dün gece kamp atıp bu manzarayı seyretmek isteyen iki genç görüyorum

 
1 saat kadar manzarayı seyredip fotoğraf çekiyorum .Uzungöl artık bitmiş mahvolmuş diyorlardı şimdi bunu yakından görmeye gidiyorum.


Goloomad denilen işletmede insanlar hem bir şeyler içiyor hem manzara seyrediyor.İşletme tıklımbasa dolu,Uzungöl görüntü açısı bunu hakediyor.



Kıvrıla kıvrıla yaklaşıyorum,ormanlık alanlardan geçiyorum arada
                          
2300 rakımdan yaklaşık 9 km de 1200 m irtifa kaybederek ortalama % 13 eğimli kıvrım kıvrım bir rampayı inip Uzungöl e geliyorum, tam bir panayır alanı gibi ne ararsan var, hızla göl etrafında bir tur atıp Çaykara ya doğru inişe geçiyorum
                            






Ön frenim artık hiç tutmuyor fren kolunu sonuna kadar sıkıyorum hiç bir etki göstermiyor ,arka fren devamlı sıkılı vaziyette iniyorum ,fren kolunu biraz bırakıp eğime kendimi bıraksam virajlarda sıkıntı olacak durmak istediğimde duramayacağım ,bu da güvenli bir sürüş sağlamayacak bana.
Hızımın artmasına izin vermeden Uzungöl (benim gidiş yönüme göre) çıkışındaki dik rampayı dikkatli şekilde iniyorum ama istediğim hızda inemediğim için içim gidiyor.Yapacak bir şey yok Çaykara ya doğru ilerliyorum

4 gün önce geçtiğim Çaykara ya tekrar geliyorum.



 Kilometre saatimin ekranında yanıp sönen 'low' uyarısını görüyorum, pilini değiştirmek için saatçi arıyorum.Çarşı çıkışında küçük bir dükkanda pilini değiştiriyorum .




Yapılan yol ve tünellere malzeme üreten tesisler görüyorum

Dernekpazarı çarşısında ikinci el dükkanında bir müddet tarihi eşyaları inceliyorum



Dernekpazarı nı geçtikten sonra bisikletimde bir zorlanma hissediyorum.Arka teker fren pabuçlarının fren diskini sıkıştırması sebebiyle rahat şekilde dönmüyor . 2-3 km böyle gittikten sonra yol kenarında seyyar gıda satanların boşalmış standını görüyorum önünde bir de masası var.Burada durup bisikletteki sorunu tamir etmeyi düşünüyorum.Yukarıda bulutlar kararmaya başlıyor.

Bisikletimden inip kapalı alana çekiyorum,tamir aletlerimi çıkarıp masa üzerine yayıyorum.Arka fren balatasını söküyorum gördüğünüz şekilde .Tura çıkarken yenilediğim balatalar bitmiş vaziyette.4 gündür rampa çıkıyorum o yüzden frenleri çok kullanmadım ama bu gün yaklaşık 35 km lik (bunun 25 km si %12-13 eğime sahip)rampalardan inince (üstelik ön freni de kullanamadım) balatalar mortingen şıtırayze.



 

Aniden yağmur başlıyor,fren için durmayıp devam etsem yağmura yakalanacakmışım,oysa şimdi bozuk bi frenim de olsa ıslanmıyorum, yanıbaşıma kulübenin tepesinden akan yağmur damlaları düşüyor.Yedek balatayı takacağım ama pistonlar çok dışarı çıkmış yeni balata girmiyor metal levye ile geri ittirmeye çalışıyorum banamısın demiyorlar.Bisikleti ters çeviriyorum bu sayede fren kolu biraz yumuşuyor ,pistonları geri ittirip balatayı takıyorum.Bisikleti düz çevirip fren kolunu 8-10 kez pompaladığımda fren normale dönüyor.Tamir aletlerimi toplayıp çantalarımı takıyorum..


Yağmur dinene kadar yamaçlardaki çay bahçelerini seyrediyorum.Yarım saatlik bir yağmur seansından sonra tekrar yola düşüyorum




Turuma başladığım şehirdeyim.Dağlardan gelen , yağmur nedeniyle çamurlaşmış dere Karadeniz ile buluşuyor.


Of da ekmek arası ile karnımı doyuruyorum.Düşüncem Rize ye gelip orada mümkün olursa ön freni tamir ettirmek veya aynı freni bulabilirsem yenisiyle değiştirmek.Net ten Rize deki bisiklet firmalarına bakıyorum,telefon edip görüşüyorum ,aynı frenden olmadığını arıza tamiri için ise öncelikle durumu görmesi gerektiğini söylüyor.
İstikamet Rize .
Uzungöl Of arası 40 km devamlı indim ,Of tan sonra ise sahil yolundayım sol tarafımda deniz, sağ tarafımda dağlar eşliğinde turumun ikinci etap başlangıcı olan Ardeşen e kadar ilerleyeceğim.

Hava hafif serin düz yolda keyifli bir şekilde gidiyorum.Rize de yolumun üzerinde telefonda konuştuğum bisiklet tamircisini buluyorum ,fren pistonunun bozulduğunu bu nedenle hidroliği itemediğini dolayısıyle balataların diski sıkımadığını , zaten disk frenlerin ortalama bir kullanımda 5 sene ömürlerinin olduğunu söylüyor.Fren modelim Avid elixir 3 .Yedek parçasını Rize de değil nette bile bulmak zor .Elinde tektro hidrolik fren var ,tek alternatifim bu ancak ben ön frensiz tura devam etmeyi tercih ediyorum.



Çayeli ne geldiğimde hafiften yağmur atıştırmaya başlıyor çadır kurabileceğim yer bakıyorum ,yağmur şiddetini artırıyor,gözüm yol kenarında camiye ilişiyor.Bisikletimi cemaatin namaz öncesi ve sonrası sohbet ettiği,caminin altındaki odanın yağmur almayan girişine bırakıyorum ,akşam namazından sonra caminin imamı ,öğrencilerin ders odasında konaklayabileceğimi söylüyor ,yağmur hala devam ediyor bu şartlarda olabilecek en güzel teklif.Bisikletimi sohbet ettikleri odanın önüne kilitli alana alıyorum, çantalarımı alıp yan tarafta bulunan merdivenden öğrencilerin ders odasına çıkıyorum.Odada bir lavabo ,sıralar ve sünger minderler var,temiz düzenli bir oda .Sünger minderleri altıma serip dinlenmeye çekiliyorum.

bu gün 102 km yol katettim ve ilk 40 km de 2300 m den deniz seviyesine indim.



























8.gün Zilkale -BadaraYaylası-Gito Yaylası

Dün akşam, yandaki tesisteki çalışanlar da evlerine döndükten sonra ortalık iyice sessizleşti sadece aşağıda akan Fırtına Deresi 'be...